Almanya’da yürürlüğe giren yeni vatandaşlık yasasıyla birlikte çifte vatandaşlık hakkı tanınsa da, Türk kökenli yurttaşların Türkiye vatandaşlığına yeniden geçiş oranı düşük seviyelerde kaldı. Süreci mercek altına alan bir rapor, başvuru oranının yalnızca yüzde 3 olduğunu ortaya koydu.
Almanya’da geçtiğimiz yıl kabul edilen yeni Vatandaşlık Yasası, ülkede yaşayan yabancı uyruklulara çifte vatandaşlık imkânı tanıdı. Söz konusu düzenleme, yıllar önce Alman vatandaşlığına geçen Türk kökenli bireylerin yeniden Türkiye vatandaşlığına geçmelerinin önünü açtı. Ancak bu yasal değişiklik beklenen ilgiyi görmedi.
Edinilen bilgilere göre, Almanya’da “Mavi Kart” statüsüyle yaşayan yaklaşık 550 bin kişi bulunuyor. Bu kişilere tanınan yeni haklara rağmen, yalnızca 18 bin kişinin Türkiye vatandaşlığına dönüş için başvuru yaptığı bildirildi. Bu rakam, potansiyel başvuru sahiplerinin yüzde 3’üne denk geliyor.
BAŞVURU SAYISINDAKİ SINIRLILIĞIN NEDENLERİ
Uzmanlara göre, başvuru oranının düşük kalmasında çeşitli sosyal, ekonomik ve yasal faktörler etkili oldu. Özellikle gençler arasında askerlik yükümlülüğü, karar sürecinde belirleyici bir unsur olarak öne çıkıyor.
2020 yılında yürürlüğe giren düzenleme ile yurtdışında doğup süresiz oturum hakkı bulunan bireylere dövizle askerlik hakkı tanınmıştı. Ancak bu uygulamada aranan üç yıl çalışma şartı kaldırılmış olmasına rağmen, 2025 yılı itibarıyla dövizle askerlik bedelinin 6 bin Euro’ya (yaklaşık 260 bin TL) ulaşması, başvuru kararını zorlaştıran bir unsur haline geldi.
EKONOMİK TERCİHLER VE SOSYO-POLİTİK ETKENLER
Vatandaşlık başvurusundaki isteksizliğin bir diğer nedeni olarak ekonomik dengeler ve siyasi belirsizlikler gösteriliyor. Almanya’da yaşayan birçok Türk kökenli kişi, yeniden Türkiye vatandaşlığına geçmenin getireceği yükümlülükler konusunda temkinli davranıyor.
Almanya’daki mevcut sosyal haklardan feragat etmek istemeyen ya da iki ülke arasında süregelen ekonomik farklılıkları dikkate alan bireyler, bu kararı erteliyor ya da tamamen reddediyor. Ayrıca Avrupa genelinde yükselişe geçen aşırı sağcı söylemler de süreci etkileme potansiyeline sahip.
RAPORLARA YANSIYAN BULGULAR
Çifte vatandaşlık hakkına ilişkin eğilimler, Türkiye’de siyasi partilerin hazırladığı çeşitli raporlarda da değerlendiriliyor. Bu çalışmalarda, yasal düzenlemenin teknik olarak çifte vatandaşlığa olanak tanısa da, uygulamada karşılaşılan yapısal engellerin ve bireysel kaygıların süreci sınırladığı tespit ediliyor.