Türkiye ekonomisinde mali göstergeler alarm verirken, hem kamu harcamaları hem de kredi genişlemesi dikkat çekici seviyelere ulaştı. Yılın ilk üç ayında Hazine’nin nakit açığı 901 milyar TL’ye yükseldi. Aynı dönemde kredi hacminde 1 trilyon 661 milyar TL artış yaşanırken, borçlanma 640 milyar TL’ye ulaştı. Son 12 ayda Hazine’nin toplam nakit açığı 2,4 trilyon TL’yi aştı. Bu tutar, gayrisafi yurt içi hasılanın yaklaşık yüzde 5,1’ine denk geliyor.
Hazine’nin nakit dengesi/GSYH oranını gösteren grafik, 2020 yılından bu yana en sert bozulmanın 2024’ün son çeyreğinden itibaren yaşandığını ortaya koyuyor. Söz konusu bozulma, mali disiplinin kaybına ve iç talebi destekleyen kamu kaynaklı harcamalara işaret ediyor.
'YANLIŞ TEŞHİS, YANLIŞ TEDAVİYE YOL AÇAR'
Prof. Dr. Hakan Kara, sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede para politikasıyla maliye politikası arasındaki uyumsuzluğa dikkat çekti. Kara, “Merkez Bankası faizleri daha da artırsın gibi yorumlar görüyorum. Yanlış teşhis, yanlış tedaviye yol açar. Asıl düzeltilmesi gereken aşağıdaki tablo.” ifadelerini kullandı.
Kara, sürdürülemez ekonomik gidişata karşı uyarıda bulunarak, “Frenin etkili olması için önce ayağınızı gazdan çekmek gerekir. İkisine birden uzun süre basarsanız balata yanabilir.” benzetmesiyle mevcut politikalara eleştiri getirdi.
Öte yandan rezerv cephelerinden gelen son veriler de endişe yaratıyor. Mart ayının ikinci haftasından bu yana Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) net rezervleri 42,2 milyar dolar azaldı. Aynı dönemde brüt rezervlerdeki düşüş ise 25 milyar doları buldu.