Ukrayna Savaşı’nın üçüncü yılında, ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve gelmesiyle sıcak çatışmalardan ekonomik uzlaşmaya doğru bir yönelim başladı. Ukrayna, savaş zararlarını tazmin etmek amacıyla herhangi bir devletten mali destek almayacak ancak ABD tarafından sağlanan silah ve ekonomik yardımların karşılığı olarak enerji ve kritik minerallerini Washington'un kontrolüne bırakacak.
GELİRİN YARISI UKRAYNA'YA YARISI ABD'YE
ABD basınında yer alan bilgilere göre, Washington ile Kiev arasında enerji ve maden yataklarını kapsayan bir ekonomik işbirliği sağlandı. Buna göre ABD’nin kuracağı bir fon aracılığıyla Amerikan şirketleri Ukrayna’da maden ve enerji kaynaklarını işletecek. Elde edilen gelirin yarısı Ukrayna'ya, diğer yarısı ise ABD'li şirketler ile ABD hazinesine aktarılacak.
ABD kaynakları anlaşmaya dair bir güvenlik garantisine değinmese de Trump’ın, konuya dair 'ABD’nin ekonomik yatırım yaptığı, Ukrayna ile güçlü ekonomik ilişkilere sahip olduğu bir düzlemde Rusya veya başka bir aktör ona saldırmaya, güvenliğini riske atma cesaret edemez.' önerisinde bulunduğu ifade ediliyor.
RUSYA'YI BASKI ARACI OLARAK KULLANDI
Trump’ın Ukrayna konusunda izlediği stratejinin merkezinde Rusya ile yakınlaşma ve bunu bir baskı unsuru olarak kullanma politikaları bulunuyor. Ukrayna, Avrupa Birliği tarafından kritik olarak sınıflandırılan 34 mineralin 22’sine sahip. Bu kaynaklar arasında lanton, seryum, neodim, erbiyum ve itriyum gibi nadir toprak elementleri de yer alıyor.
Ancak Ukrayna’nın bu kaynaklarının büyük bir kısmı savaş nedeniyle kaybedildi. STK tahminlerine göre, ülkedeki metal rezervlerinin yaklaşık yüzde 40'ı işgal altında bulunuyor. Rus birlikleri, Donetsk ve Zaporijya bölgelerinde Ukrayna'nın lityum yataklarını kontrol ediyor. ABD ile sağlanan uzlaşı, yalnızca kritik mineralleri değil, enerji kaynaklarını da kapsıyor.
TRUMP'IN ASIL HEDEFİ ÇİN’İ ALT ETMEK Mİ?
Gazete Duvar'dan Mühdan Sağlam'ın aktardığına göre ABD açısından bu minerallere erişim Çin ile rekabette kritik rol oynayacak. Çünkü Trump'ın olası bir Çin’e dönük gümrük vergisinin yüzde 60 gibi dramatik orana çıkarılması durumu ABD’nin bu alanda lider olan Çin’den bu kaynakları alması zora girecek. Zira kritik ve nadir elementlerin hem çıkarma hem de rafine etmede Çin lider konumda.
Uluslararası Enerji Ajansı'na (IEA) göre Çin'in rafinajdaki payı nikel için yaklaşık yüzde 35, lityum ve kobalt için yüzde 50-70 ve nadir toprak mineralleri için yaklaşık yüzde 90. Özellikle sonuncusundaki hakimiyet dikkat çekici. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu verilerine göre, 2024’te Çin dünyadaki nadir rezervlerin neredeyse yarısına hükmediyordu. Çin, bu haliyle dünyanın fabrikası ve bu da dünyanın neresinde kritik mineraller çıkarılırsa çıkarılsın, tedarik zincirinde çok önemli bir konum elde etmesini zemin yaratıyor. Ukrayna bir anlamda Çin ile rekabette ABD’nin elini güçlendirecek bir kaldıraç gibi kullanılıyor