Türkiye’de borsa ve para piyasalarına dair analizleriyle tanınan Prof. Dr. İbrahim M. Turhan, sosyal medya hesabından yaptığı kapsamlı değerlendirmede, son dönemde borsa üzerinde hissedilen baskının ardındaki nedenleri detaylı biçimde ele aldı.
Prof. Dr. Turhan’a göre, küresel piyasalarda oynaklığın yüksek olmasının başlıca sebebi, ABD Merkez Bankası (Fed) ve diğer merkez bankalarının beklenenden daha sıkı bir para politikası uygulama ihtimali. Bu durum, getiri eğrisinin özellikle kısa vadeli tarafında yukarı yönlü baskı oluşturuyor. Ayrıca, ABD dolarına endeksli uzun vadeli tahvil getirileri ve mortgage faizlerinin yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel risk iştahını zayıflatıyor.
Ek olarak, gümrük vergileri ve olası karşılıklı yaptırımların küresel ticaret ve büyüme üzerinde yaratacağı belirsizlikler de yatırımcı güvenini olumsuz etkiliyor. Turhan, risk iştahının gerilemesiyle birlikte özellikle hisse senedi gibi “riskli varlıklar” üzerinde dünya genelinde bir baskı olduğunu belirtiyor.
TÜRKİYE’YE ÖZGÜ FAKTÖRLER
Türkiye özelinde ise en önemli etkenlerden biri yüksek faiz oranları. Turhan, risksiz getirinin bu kadar yüksek olduğu bir ortamda hisse senedi yatırımlarının cazibesini yitirdiğini ifade ediyor. Buna ek olarak, bir süredir dolaşan “kur baskı altında, yakında patlar” şeklindeki spekülatif söylemlerin piyasa algısını bozduğunu savunuyor.
Diğer yandan, iktisadi faaliyette yavaşlama beklentisi, buna bağlı olarak şirket kârlılıklarının düşeceği öngörüsü de borsadaki kötümserliği artırıyor. Bazı uzmanların, ekonomik programın hedeflerine ulaşamayacağına dair görüşleri ise özellikle yabancı yatırımcıların Türkiye hisse senetlerine yönelik ilgisini zayıflatıyor.
TEKNİK NEDENLER
Öte yandan Prof. Dr. Turhan, küresel ve yerel ölçekte teknik unsurların da borsa performansını baskıladığını dile getiriyor. Özellikle dolar kurunda yukarı yönlü teknik görünümün devam etmesi ve yurt dışı yerleşik yatırımcıların para piyasasındaki yüksek faizin peşine düşerek spekülatif açık pozisyon işlemlerine yönelmeleri, borsanın toparlanmasını geciktiren faktörler arasında yer alıyor. Son olarak, enflasyon muhasebesi uygulamalarının da piyasa fiyatlamalarında yeni bir değişken olarak dikkat çektiğini belirtiyor.
ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE BEKLENTİLER
Mart ayından itibaren belli başlı faktörlerde düzelme beklediğini kaydeden Turhan, şunları öngörüyor:
Kısa vadeli faizlerin gerilemeye başlaması.
Şirket kârlılıklarına ilişkin görünümde beklenen iyileşme.
Belirsizliklerin kısmen azalması.
Bu gelişmelerin etkisiyle, borsa üzerindeki olumsuz baskıların önemli ölçüde zayıflayabileceğini ifade eden Turhan, yatırımcıların piyasa dinamiklerini yakından takip etmeleri gerektiğinin altını çiziyor.